Çağdaş Arap Edebiyatı dizisi, Kendini Arayan Adam ile büyümeye devam ediyor. Arap göç edebiyatının önemli simalarından Halil Cibran, Nesib Arida ve İlya Ebu Madi ile er-Rabitatü’l-Kalemiyye’yi (Kalem Birliği) kuran ve göç edebiyatının en önemli seslerinden biri olan Mihail Nuayme’nin 1917 senesinde yazmaya başladığı, ancak Birinci Dünya Savaşı’na katıldığı için yarım kalan eseri, savaştan 30 yıl sonra tamamlanabildi. Yazar cephede ona eşlik eden romanın kahramanı Arkaş ile olan bağını kitabın sonundaki şu cümlelerle anlatıyor;
“Savaş, beni senin günlüğünü yazmaktan alıkoydu, fakat beni senden alıkoyamadı. Cephede ve cephe gerisinde en zor anlarımda dahi bana eşlik ettin. On üç ay, omzunda cehennem ağırlığında askerî teçhizat taşıyan, genç kalbi ve fikriyle ileri gelenlerin kibrine ve yönetilenlerin ezilmişliğine tahammül eden basit bir asker olarak eşlik ettin bana. Ne güzel bir yoldaş, ne hoş bir destektin!”
OTELDE İŞLENEN BİR CİNAYET
Kitap, Arkaş’ın Günlüğü olarak sunuluyor ki bu günlükte geçen hatıralar aslında Mihail Nuayme’ye ait. Arkaş, Şekib isimli Suriye asıllı zeki ve çalışkan bir gençtir. Üniversiteyi tıpkı Mihail Nuayme gibi başarıyla bitirmiştir.
Nu’man ailesinin tek çocuğudur; fakat son derece garip ve anlaşılmaz tavırlara sahiptir. Suriye asıllı Hârib ailesinin Necla isimli güzeller güzeli kızıyla evlenir ve çift balayı için Rio de Janeiro’nun en lüks otellerinden birine gider. O gece otelde işlenen bir cinayet sonrası Şekib yani Arkaş ortadan kaybolur.
Sayfa: 125
ÖZGÜRLÜK, VATAN, ÖLÜM…
Okur, kitapta Arkaş’ın yaşadıklarını sondan başa doğru öğrenir. New York’taki bir Arap kahvehanesinde karın tokluğuna çalışan, evet ve hayır dışında ağzından tek kelime çıkmayan bu sessiz adam, unuttuğu geçmişiyle dünyaya fırlatılmış bir ruh gibi gezinir. İnsanın farklı hallerini, yeryüzünde hangi amaçla var olduğunu, özgürlük, vatan, ölüm, beden, ruh, doğa, evren gibi felsefenin temel tartışma konuları ile kavramlarını iç sesiyle günlüğüne aktaran Arkaş, aslında bilinmeyeni bilmek, bildiğini ise unutmak ister. Bilinmeyeni ararken kendinden yola çıkarak insanlığın halini anlatıyor.
Mihail Nuayme
RÜZGARI AVUÇLARDA TOPLAYABİLMEK
“İnsanoğlu, imkânsızı oldurmaya çalıştığı, sınırlı diliyle sınırlanmayacak Allah’ı sınırlandırdığı ve ölçülemeyecek şeyleri dünyadaki ölçütlerle değerlendirdiği için milletlere ve inançlara bölündü. Fikrin gücünü anlayıncaya, dil ile değil, fikir ile düşünerek ve anlaşarak susuncaya kadar da böyle kalacaktır. İnsan, fikrin gücünü anladığı, sonra da kendi arzusu doğrultusunda onu çalıştırabildiği gün, dağları ve denizleri rüzgârın avcunda taşıyabilir.”
KÜLT ESER
Evrensel meseleler etrafında şekillenen içeriği, yalın ve akıcı üslubu, felsefeyle şiir birlikteliğinin ortaya çıkardığı unutulmaz cümleleri ile okuru derinden etkileyen Kendini Arayan Adam, kült bir eser olarak okurunu bekliyor.