Ruhsat evresinden üretim sürecine, kontrolden hakikat gereç kullanımına kadar her evrede ihmaller gündeme geldi. Çıplak gözle görülebildiği için en çok da yıkılan binalardaki betonlar reaksiyon çekti. Deniz kabuğu görülen, kum üzere dağılan betonlar bu kadarına pes dedirtti. Pekala 6 Şubat zelzelesinden bugüne kadar geçen vakitte ne değişti? Bu soruyu Albayrak Group Yönetim Kurulu Lideri ve Türkiye Hazır Beton Birliği İdare Şurası Üyesi Erdal Albayrak’a sorduk.
400 FİRMA KAPANIR
“Betonda Avrupa standardı neyse biz de ona tabiyiz. Döktüğünüz her betonun bir kimlik kartı var. Hasebiyle kalite noktasında betonda hiçbir eksik yok. Beton, her ne kadar göz önünde duran, görünen olsa da kontrolün, işçiliğin, mühendisliğin, demirin hakikat olması gerekiyor” diyen Albayrak, “Asıl sorun bu işi yapmanın bir standartının olmaması” vurgusu yaptı ve şöyle devam etti: “Bugün mali manada makine, ekipmanı tedarik edenler, bir şey sorulmadan bir santral kurabiliyor. Hatta Türkiye Hazır Beton Birliği üyesi olma kuralı da yok. Tesis kurabilir, işletebilir. Lakin etraf müsaadesi almadan tesisi çalıştıramaz ancak bir o kadar… Meğer her isteyen beton satrali açamamalı. Bu noktada Türkiye Hazır Beton Birliği kıymetli bir vazife alabilir. Zira yalnızca bir dernek değil, tıpkı vakitte gelişmiş laboratuvarlara sahip, bilim kurulu olan bir kuruluş. Şayet birlik öncülüğünde bir düzenleme gelirse o vakit asıl tedbir alınmış olur. Türkiye’de 1300-1400 beton firması var, yeterlilik kriterleri gelirse 300-400’ü sarfiyat.”
BETONUN MALİYETİ BİR TV PARASI
Aynı vakitte konut geliştiricisi olan Albayrak, işin her iki tarafındaki isim olarak müteahhitlerin, inşaat materyallerinde fahiş artırım tenkidine cevap verdi. Albayrak, “Betonun maliyeti yeterli bir televizyon maliyeti kadar. Müteahhidin 6-7 milyon TL’ye sattığı dairede en çok 3 bin dolarlık maliyet var. Yani 100 bin lira mı seni feryat ettiriyor?” dedi.